Sağlıklı Türkiye Yüzyılı’nın üç temel mottosu var: Koruyan, Geliştiren, Üreten Sağlık

Paylaş:

41. TÜSAP VİZYON TOPLANTISI “SAĞLIK HİZMETLERİNDE SEVK ZİNCİRİ YÖNETİMİYLE, KORUYUCU SAĞLIK ENDÜSTRİSİ GELİŞTİRMEK” GÜNDEMİYLE YAPILDI

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu:

“Sağlıklı Türkiye Yüzyılı’nın üç temel mottosu var: 

Koruyan, Geliştiren, Üreten Sağlık”

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, sağlık sistemindeki dönüşümün sadece birkaç kişinin veya yalnızca Sağlık Bakanlığının çabalarıyla mümkün olmayacağını belirterek “Bu süreci birlikte başaracağız. Bu, toplumsal bir değişim sürecidir. Kısa vadede sonuç alınmasını beklemiyoruz, böyle bir hedefimiz de yok. Eğer paradigmayı değiştirmek istiyorsanız sadece binaları ve altyapıyı dönüştürmek yetmez, insanı da değiştirmek gerekir. Bunu başaracağız.” dedi.

Türkiye Sağlık Politikalarında Yeni Dönem: Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri ve Sevk Zincirinde Düzenlemeler Gündemde

Sağlık Hizmetlerinde Sevk Zinciri Yönetimiyle Koruyucu Sağlık Endüstrisi Geliştirmek konusunu tartışmak üzere sektörün önemli isimleri 41. TÜSAP Vizyon Toplantısı’nda bir araya geldi. Kapsamlı bir tartışma ortamının sunulduğu toplantıda, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu ve Türkiye Sağlık Politikaları Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Işıl Maral, mevcut sistemin güçlendirilmesi ve sürdürülebilir kılınması adına atılması gereken adımları değerlendirdi.

41. TÜSAP Vizyon Toplantısı, 28 Şubat 2025 Cuma günü, Bahçeşehir Üniversitesinin ev sahipliğinde gerçekleşti. Toplantının açılışı TÜSAP Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sabahattin Aydın tarafından yapılırken, TÜSEB Türkiye Sağlık Politikaları Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Işıl Maral ana konuşmacı olarak yer aldı. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu ve Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayıp Birinci’nin de katılım sağladığı toplantıda, “Sağlık Hizmetlerinde Sevk Zinciri Yönetimiyle, Koruyucu Sağlık Endüstrisi Geliştirmek” konusu ele alındı.

Açılışta konuşan TÜSAP Başkanı Prof. Dr. Sabahattin Aydın, sağlık hizmetlerinde etkin sevk zinciri yönetiminin, koruyucu sağlık politikalarının başarısında kritik bir rol oynadığını vurgularken Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Esra Hatipoğlu da akademik kurumların sağlık politikalarının geliştirilmesindeki önemine dikkati çekerek üniversite-sanayi iş birliğinin güçlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Toplantının çalıştay bölümü İstanbul İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Abdullah Emre Güner’in moderatörlüğünde gerçekleşti. Katılımcılar, koruyucu sağlık hizmetleri ve sağlık hizmetlerinde sevk zincirinin etkin yönetimi üzerine görüşlerini paylaştı. İstanbul İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Abdullah Emre Güner, etkin sevk zinciri yönetiminin hem hasta memnuniyetini artıracağını hem de sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliğine katkı sağlayacağını vurguladı.

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu: “Biz Bakanlık olarak da siyasi irade olarak da birinci basamağı, temel sağlığı önemsiyoruz.”

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, toplantıda yaptığı kapanış konuşmasında, Türkiye’nin son 20 yılda sağlık alanında büyük bir dönüşüm gerçekleştirdiğini ve dünyada örnek gösterilen bir sağlık sistemine sahip olduğunu vurgulayarak “Sağlık sistemimiz büyük bir emeğin ürünü. Özellikle son 20 yılda herkes bu alanda önemli çabalar harcadı, bir şeyler ortaya koymaya çalıştı. Türkiye, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dirayeti, iradesiyle inanılmaz bir dönüşüm süreci yaşadı.” dedi.

Temel sağlık hizmetleri, koruyucu hekimlik ve toplumun sağlık okuryazarlığı üzerine uzun yıllardır konuşulduğunu, tartışıldığını ifade eden Sağlık Bakanı Memişoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben 58 yaşındayım, çocukluk yıllarımı hatırlamıyorum ama kendimi bildiğimden beri birinci basamak sağlık hizmetlerinin önemsenmediğini hiç görmedim ama hep bu konuda konuştuk. Fakat bugüne kadar bu alanda yeterli irade, niyet ve adanmışlık sergilemedik, eğri oturalım doğru konuşalım. TÜSAP’ta bile ilk defa aile hekimliği kapsamlı bir şekilde tartışılıyor. İşte bizim başarımız bu, mevcut yönetimin başarısı bu. Eğer bugün TÜSAP toplantısında aile hekimliğini ve temel sağlık hizmetlerini tartışılır hâle getirdiysek iyi yolda ilerliyoruz demektir. Bu gelişme beni son derece mutlu ediyor.”

Sağlık Bakanı Memişoğlu, “Biz Bakanlık olarak da siyasi irade olarak da birinci basamağı, temel sağlığı önemsiyoruz artık. Bunu sözle önemsemek değil, icra ile de önemsiyoruz. Bu olacak. Sürdürülebilir sağlık sistemi açısından hem koruyuculuğu hem de sağlık ürünlerine kadar her şeyi yapacağız. Bu bizim ana politikamız.” diyerek Sağlıklı Türkiye Yüzyılı’nın üç temel mottosunun ‘Koruyan Sağlık’, ‘Geliştiren Sağlık’, ‘Üreten Sağlık’ olduğunu bir kez daha vurguladı.

Sağlık Bakanı Memişoğlu, sağlık sistemindeki dönüşümün sadece birkaç kişinin veya yalnızca Sağlık Bakanlığının çabalarıyla mümkün olmayacağını belirterek “Bu süreci birlikte başaracağız. Bu, toplumsal bir değişim sürecidir. Kısa vadede sonuç alınmasını beklemiyoruz, böyle bir hedefimiz de yok. Eğer paradigmayı değiştirmek istiyorsanız sadece binaları ve altyapıyı dönüştürmek yetmez, insanı da değiştirmek gerekir. Bunu başaracağız.” dedi.

Aile hekimliğini önemsediğini dile getiren Sağlık Bakanı Memişoğlu, “Biz aile hekimliğini çok önemsediğimizi hep ifade ediyoruz. Hekimin değerli olduğunu hep ifade ediyoruz. Ama bu da yetmez. Herkesin bunu ifade etmesi lazım. Bunu sağlıkçının haricinde herkesin ifade etmesi lazım ki değişim başlasın. İcra zamanı artık. Birinci basamağın koruyucu sağlığın, toplumun sağlıklı kalmasının zamanı. Bunu hep beraber başaracağız. Buna gerçekten gönül koyduk. Gerçekten adanmışlığımız var. Biz gece gündüz bu işe çalışıyoruz. Çok net söylüyorum. Bizim önceliğimiz bu. İkinci önceliğimiz üreten bir sağlık.” dedi.

Sağlık Bakanı Memişoğlu, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Türkiye, sağlık alanında sunduğu hizmetlerin yüzde 85-90’ını ithal eden ama aynı zamanda dünyanın en iyi sağlık sistemlerinden birine sahip olan nadir ülkelerden biri. Başarılı bir sağlık hizmeti sunuyorsak, üretim de yapmalıyız. Sağlık harcamalarının GSYİH içindeki oranının yükselmesi gerekir ancak bunu kendi sektörümüzün üretim gücüyle desteklemeliyiz. CAR T-cell’e bakıyorsun, yapacağız bunu. Tıbbi cihazları, kalp kapakçıklarını, kateterlerin hepsini üreteceğiz, molekülü de gelecekte üreteceğiz, gen terapisini de üreteceğiz. Bu insan gücümüz de var, altyapımız da var. Yeter ki ekosistemini oluşturabilelim. Sizden bir istirhamım var, gerçekten bu işin böyle olacağını bilmenizi istiyorum. Biz ikinci basamağı, üçüncü basamağı, üniversite hastanelerini, özel hastaneleri, vakıfları da çok önemsiyoruz. Bu konuda bunlarda da kesinlikle Bakan olarak size söz veriyorum, dünyanın en iyileri şu anda elimizde bunları kaybetmeyeceğiz. Ama bunlar konusunda olan bir gücü daha güçlü, daha sistematik hâle getireceğiz.”

TÜSEB Türkiye Sağlık Politikaları Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Işıl Maral: “Sağlıkta Geleceği Şekillendirmek için Sevk Zincirini Güçlendirmeliyiz”

TÜSEB Türkiye Sağlık Politikaları Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Işıl Maral, Türkiye’de sağlık hizmetlerinde sevk zincirinin etkin işlemesi gerektiğine dikkat çekerek birinci basamak sağlık hizmetlerinin daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini belirtti. Maral, sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği açısından hastaların doğrudan ikinci ve üçüncü basamağa yönelmesi yerine, birinci basamak tarafından yönlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Başkan Maral, sağlık hizmetlerindeki mevcut durumu verilerle ortaya koyarak birinci basamak sağlık hizmetlerinin sistemdeki yeri ve önemi hakkında önemli bilgiler paylaştı: “2023 yılı Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de toplam 855.343 sağlık çalışanı bulunurken bunun 131.762’sini hekimler oluşturuyor. Bu hekimlerin 26.403’ü aile hekimliği birimlerinde görev yaparken 95.893’ü hastanelerde, 9.466’sı ise diğer kurumlarda hizmet veriyor. Türkiye genelinde aktif çalışan her bir aile hekimine düşen nüfus ortalama 3.233 kişi iken İstanbul’da bu sayı 3.522’ye çıkıyor. Orta Anadolu ise 3.034 kişi ile en düşük orana sahip bölge olarak öne çıkıyor.”

Sağlık sisteminde artan hasta başvurularına da dikkat çekerek sevk zincirinin etkin kullanılmamasının bu tabloyu daha da ağırlaştırdığına işaret eden Maral konuşmasını şöyle sürdürdü: “2023 yılı verilerine göre Türkiye’de toplam 973.519.087 hekime başvuru gerçekleşirken bu başvuruların 552.397.851’i ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına, 421.121.236’sı ise birinci basamak sağlık hizmetlerine yapıldı. 2002 yılında kişi başına düşen hekime başvuru sayısı 3,1 iken 2023’te bu rakam 11,4’e yükseldi. Diğer yandan birinci basamak sağlık hizmetlerinde ise kişi başına başvuru sayısı 2002’de 1,1 iken 2023 yılında 4,9’a çıktı”.

Bu verilerin, birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesinin ve sevk zincirinin doğru işlemesinin önemini ortaya koyduğunu belirten Maral, “Hastaların doğrudan hastanelere gitmesi yerine, öncelikle aile hekimleri tarafından değerlendirilmesi ve gerektiğinde sevk edilmesi, hem sağlık sisteminin verimli işlemesini sağlayacak hem de hasta memnuniyetini artıracaktır” dedi.

Seçkin davetli kitlesinin katılımıyla gerçekleşen bu kapsamlı toplantı, Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD), İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS), Türkiye İlaç Sanayicileri Derneği (TİSD), Roche, Yerlika, IQVIA, Biogen, UCB, Meditel, One Dose, Bayer ve AstraZeneca’nın katkılarıyla düzenlendi. 

Sağlık sektörünün tüm taraflarını temsil eden kamu, üniversite, yatırımcı sektör kuruluşları ve STK yöneticilerinden oluşan 100’e yakın üst düzey davetliye yöneltilen 15 soruluk anket ve yorumlarla gerçekleşen TÜSAP raporu, davetliler ve sektör temsilcileriyle paylaşılacaktır.

TÜSAP Vizyon Toplantıları hakkında daha fazla bilgi almak ve geçmiş toplantıların raporlarını incelemek için tusap.org sitesini ziyaret edebilirsiniz.